<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d4374570311002180083\x26blogName\x3dHakk%C4%B1++bat%C4%B1ldan+ay%C4%B1rmal%C4%B1y%C4%B1z.\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dTAN\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://salihfurkan.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://salihfurkan.blogspot.com/\x26vt\x3d-5431367522484513839', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>
<$BloONUN OLUŞUNA YALAN DİYEN OLMAZ>
<$Blo
Din günü manzaralarınla ilgili zamanı, delilleri, bilgisinin yalnızca Cenab-ı Allah da oluşu gibi örnek ayetleri içerenlerden bir kaçına daha bakacak olursak, Taha 105-Bir de sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki:"Rabb’im, onları un ufak edip savuracak! 106-Yerlerini dümdüz bomboş bir halde bırakacak: 107-Orada ne bir eğrilik, ne de bir yumruluk göremeyeceksin. 108-O gün davetçiye hiçbir yana sapmadan uyacaklar. Öyle ki, Rahman'ın heybetinden sesler kısılmıştır; artık bir hışırtıdan başka bir şey işitmezsin. 109-O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başka, hiç kimsenin şefaati fayda vermez. 110-O, onların geleceklerini de bilir geçmişlerini de. Fakat onların bilgisi O'nu kapsayamaz. 111-Bütün yüzler,o diri ve her şeyi gözetip durana baş eğmiş ve bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana uğramıştır. “ya’lemu ma beyne eydihim vema halfehum vela yuhitune bihi ilme”;”önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise onu kavrayamazlar.” Kulların bu bilgiye vakıf olmadıklarını belirten ayetlerden birisidir. Bu bilgi kullara gerekli olsaydı Rabbimiz bunu bize iletirdi. O günkü ambiyansı ifade eden Rabbimiz gözümüzdeki pek çok oluşumun yerle bir edileceğini belirterek uyarıyor. O halde doğru yolu gösteren Allah kelamına uyarak bu güne konsantre olunmalıdır.
Vakıa 1- O vakıa (kıyamet) bir koptu mu, 2-Onun oluşuna yalan diyen dil olmaz.3-İndirir, bindirir. 4-Yer şiddetle sarsıldığı. 5-Dağlar serpildikçe serpildiği, 6-Hepsi dağılıp toz duman haline geldiği, 7-Siz de üç sınıf olduğunuz zaman, 8-Ki, sağda sağın adamları, ne mutludur onlar! 9-Solda solun adamları, ne mutsuzdur onlar! 10-Önde, en öne geçenler, işte o ileride olanlar! 11-12-Naim cennetlerinde (Allah'a) yakın olanlardır. 13-Çoğu öncekilerden, 14-Biraz da sonrakilerden, 15-Cevherlerle işlenmiş tahtlar üstünde, 16-Karşı karşıya kurulmuşlar. 17-Etraflarında taze kalan küpeli genç hizmetçiler dolaşırlar. 18-Main'den doldurulmuş küpler, ibrikler ve kadehlere, 19-Bu içkiden ne başları ağrıtılır ne de içtiklerini tüketirler. 20-Meyve beğendiklerinden, 21-Kuş eti istediklerinden, 22-İri gözlü huriler, 23-Saklı inciler gibi, 24-İşledikleri amellere mükafat için. 25-Orada ne boş bir laf işitirler, ne de günaha sokan bir söz. O gün geldi mi, bugünkü gibi onu yalanlayan diller tutulacaktır. Gerçekler ortaya çıktığında bunu kimse yalanlamayacaktır. Yine bu manzara içinde kullar yaptıkları ameller nihayetinde üç bölüme ayrılacaklardır. Yine “sulletun minel evvelin”, “ birçoğu öncekilerden”; “ve kalilun minel ahirin”,”biraz da sonrakilerden” olarak ifade edilmiştir. Cenab-ı Allah’a yakın olanların o hali yansıtılmıştır. Bunlar hep işledikleri hayırlı amellerin bir mükafatıdır.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloALAMET VE BELİRLİLİK>
<$Blo
Nebe 17- Şüphesiz ki, o fasıl (kıyamet) günü belirlenmiş bir vakit olmuştur. 18-Sur'a üfürüldüğü gün, bölük bölük gelirsiniz! 19-Gökde açılmış, kapılar oluşmuştur. Buradan hareketle din gününün Cenab-ı Allah’ın bilgisi doğrultusunda belli bir günde olacağı açıktır. Din günü bellidir. Bilgisi kullarda değil; Cenab-ı Allah’ın katındadır. Böylece bu bölümde din gününün zamanı, bu zamanın bizim kıstaslarımızda değil; Rabbimizin indinde olduğunu dolayısıyla yakın bir günde olacağını açıklamaya çalıştık.
Bu günle ilgili kullara haber verilen delillerle ilgili birkaç söz edelim. Casiye 5-Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır. Zuhruf 61-Gerçekten o (İsa) saat için bir ilimdir (kıyametin yaklaştığını gösteren bir bilgidir). Onun için sakın kıyametin geleceğinden şüpheye düşmeyin de bana uyun, işte tek doğru yol ancak budur. 62-Ve sakın sizi şeytan çelmesin; çünkü o size açık bir düşmandır. 66-Hep kıyamete, hiç farkında değillerken onun ansızın başlarına gelivermesine bakıyorlar. 67-O gün Allah'tan korkanlar hariç dostlar, birbirlerine düşmandırlar. “ veinnehu le ilmûn lissaati fela temterunne biha vettabiun”, hakikaten, o saat için bir ilimdir.onun geleceğinden kuşkulanmayın da bana tabî olun.” Burada tabi ki, bir önceki ayette sözü geçen İsa Aleyhisselam ile ilgili, onun din günü için bir alamet olduğu ifade bulmuştur. Buradaki zaman kavramı da din gününün yaklaştığı yönündedir. İsra sûresinde açıklanan “yakın olması umulur.” İfadesini bütünleyen açıklamalardır. Din günü bizim algı alanımız dışında yakın bir gündür. “ bağteten”, “ansızın” olacak bir gündür. Bugünün insanlarca bilinememesindeki hikmet de aslında bu eksenden kaynaklanmaktadır. Çünkü bizler Rabbimizin dilediği kadar görür, dilediği kadar da idrak ederiz. Bizler bu saatin dehşet verici anını idrak edemeyiz. Dolayısıyla ne zaman olacağını da bilemeyiz.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloONUN SONU RABBİNE AİTTİR>
<$Blo
Naziat 42-Sana o saatten (kıyameti) soruyorlar "Ne zaman demir atması?" diye, 43-Nerde senden onu anlatması (sen nerede, onu anlatmak nerede)?! 44-Rabbine aittir onunla ilgili bütün bilgi. 45-Sen, ancak O'ndan korkacakların bir uyarıcısısın! 46-Onlar, onu (kıyameti) görecekleri gün, sanki bir akşam veya bir kuşluğundan başka durmamışa dönecekler. “yes-eluneke anissaati eyyane mursaha”;”sana o saatten soruyorlar, ne zaman onun demir atması”-“fi ha ente min zikraha”;”nerde senden onu anlatması”-“ila Rabbike münteha ha”; “onun sonu Rabbine aittir” Burada “Rabbine aittir onun bilgisi” aslında “onun sonu Rabbine aittir” olmalıydı. Yani din gününü getirecek tek mercii Rabbimizin katıdır. Rabbimiz bu konuda elçilerine dahi haber vermemişken bizim kalkıp iddiada bulunmamız ancak küfür ehli olmamıza yol açar. Toplumumuzda zaman zaman bu günle ilgili yalan haberler yayımlanmaktadır. Bunların özünde zaten kötü niyet olduğu açıktır. Din gününün yakın olmasıyla ilgili olarak yine Mearic 1- İsteyen biri, olacak bir azabı istedi. 2-Kafirler için yok onu engelleyecek. 3-O, miraçların sahibi Allah'tandır. 4-Melekler ve Ruh (Cebrail), süresi elli bin yıl tutan bir günde ona yükselip çıkarlar. 5-O halde sabret biraz, güzel bir sabır ile! 6-Çünkü onlar, onu uzak görürler. 7-Biz ise onu yakın görürüz.”innehum yeravnehu baide”,”çünkü onlar onu uzak görmekte”-“ve narahu karibe”,”Biz ise onu yakın görürüz.” Ayetlerde sürekli ” karibe” kelimesi geçmektedir. Yani yakın, olacak olanın yakın olması.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloBUNUN BİGİSİ KULLARDA YOKTUR>
<$Blo
Hac 1-Ey insanlar, Rabb’inize korunun (sığının); çünkü kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir. 2-Onu göreceğiniz gün, her emzikli (kadın) emzirdiğin geçer ve her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları hep sarhoş görürsün, halbuki sarhoş değillerdir. Fakat Allah'ın azabı şiddetlidir. 3-İnsanlardan kimileri de Allah hakkında bilgisizce tartışır da her kaypak şeytanın ardına düşer. 4-Ki, onun üzerine şöyle yazılmıştır: "Kim buna dost olursa, muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür. Mülk 24- De ki: "O'dur sizi yeryüzünde zürriyet halinde yaratıp yayan! Nihayet hep toplanıp O'nun huzuruna getirileceksiniz!" 25-Böyle iken diyorlar ki: "Ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit? Eğer doğru söyleyenlerseniz?" 26-De ki: "(Ona ait) o bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim). 27-Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: "İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!" denildi. “ve yekulune metâ hazâlvadu inküntüm sadıkin.”;”Böyle iken diyorlar ki, ne zaman bu vaad eğer doru sözlü iseniz?”- “kul innemal-ilmu indellah ve innema ena nazîrun mübin.”,”de ki, o ilim sadece Allah’ın indindedir. Ben sadece açık anlatan bir uyarıcıyım.” Bu tür sorularla vaktimizi boş yere harcamış oluruz.
Zariyat 7-O düzgün yollara sahip göğe yemin ederim ki, 8-Siz pek çelişkili bir söz içindesiniz. 9-Ondan çevrilen çevrilir. 10-O kahrolası yalancılar. 11-O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler. 12-Soruyorlar: "Ne zaman o ceza günü?" diye. 13-Ateş üzerinde kıvranacakları gün. 14-"Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istediğiniz!" 15-Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar, 16-Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar, bundan önce güzel davranmayı adet edinmişlerdi. 17-Geceleyin pek az uyurlardı. “yes-elune eyyane yevmuddîn”,” soruyorlar din günü ne zaman diye”; yevmehum alennari yuftenun” Eğer Cenab-ı Allah bizlerin din gününün vaktini bilmemizi uygun görseydi, bunu bize mutlaka haber verirdi. Müteşabih olanın peşinden koşmak bizi dalâlete sevk edecektir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da sorulmaması gerekenlerin üzerinde durmayıp Cenab-ı Hakkın uygun gördüğü üzerinde amelî bir vazife edinmeliyiz. Böylece sorumuz din günü ne zaman değil; din gününe hazır mıyım olmalıdır. Tabi ki Kur’anın önderliğinde hazırlanılmalıdır. Her şeyden önce imanımızı tehlikeye atmış oluruz. Din günü vakti- saati Cenab-ı Hakkın katındadır. Kullarca bilinmesinin aklî ve kalbî yolu yoktur. Var diyen, bilgisini zanna dayandırır ki, zan Cenab-ı Hakkın katında geçersizdir.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloEN İYİSİNİ ALLAH BİLİR>
<$Blo

Zaman mefhumu bizim algıladığımızın dışında tecelli edecektir. Bazı ayetlerde de görüleceği üzerine “ne kadar kaldınız?” sorusuna kullar “ bir gün ya da daha az” diye cevap vereceklerdir. Cenab-ı Allah’ın zaman mefhumu bizim algı alanımız dışındadır. Bu ayetlerden ulaştığımız zaman sonucudur. Bakara 259- Ya da bütün yapıları temelleri üzerine yığılmış ıssız bir kasabaya uğrayan kimseyi görmedin mi? Acaba Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?' dedi. Bunun üzerine Allah onu öldürdü ve yüz yıl sonra tekrar diriltti. `Ne kadar süre ölü kaldın' dedi. Adam `Bir gün, ya da daha az bir süre ölü kaldım' dedi. Allah `Hayır, yüz yıl süresince ölü kaldın, yiyeceğine ve suyuna bak, hiç bozulmamış. Eşeğine bak. İnsanlara ibret dersi olasın diye seni böyle yaptık. Şu kemiklere bak, onları nasıl birleştirip arkasından üzerlerine et giydiriyoruz. Adam işin içyüzünü iyice anlayınca :Allah'ın her şeyi yapabileceğini kesinlikle biliyorum' dedi.
Nahl 77-Bütün göklerin ve yerin sırrını bilmek de Allah'a mahsustur. Kıyamet olayı da yalnız bir göz kırpması gibi veya daha yakındır. Şüphe yok ki, Allah, her şeye gücü yetendir.
“ve lillâhi ğaybussemavati vel ard vemâ emrussaati illa kelemhi el besera ev huve ekrab innallahe alâ külli şeyin kadir.”; “yerin ve bütün göklerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Saat sadece göz kırpmak gibi yahut o daha yakındır. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir.” Din gününün yakınlığı ile ilgili çarpıcı ayetlerden birisidir. Burada aslında yukarıda da söylemeye çalıştığımız gibi zaman bizim algıladığımız zaman değildir. Bunu tartışacak ilim ve idrak bizde yoktur. En iyisini Allah bilir.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloYAKIN BİR GÜN>
<$Blo

İSRA 49- Bir de dediler ki: "Biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" 50-De ki : " Gerçekten, ister taş olun, ister demir, 51-İsterse gönlünüzde büyüyen herhangi bir yaratık!" Hemen: "Bizi kim (eski varlığımıza) iade edebilir?" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratmış olan o kudret sahibi!" O vakit sana başlarım sallayacaklar." O ne vakit?" diyecekler. De ki: "Yakın olması umulur." 52-O sizi çağıracağı gün, derhal O'na tam bir saygı ile uyacaksınız ve (kabirlerinizde) pek az bir müddet kaldığınızı sanacaksınız. 53-Kullarıma de ki: "En güzel olan sözü söylesinler; çünkü şeytan aralarını gıcıklar; zira şeytan insana açık bir düşmandır. “ ve yekulune meta huv kul asâ en yekûn karibe”, “ O ne vakit diyecekler; deki! Yakin olması umulur” Din günü manzarası içinde Cenab-ı Allah’ın ifadesi bugünün yakin bir gün olduğudur. Ahzab 63-O insanlar, sana kıyamet saatini soruyorlar. De ki : "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir ve ne bilirsin belki de o Kıyamet yakında olur. “yes’elukennesû anissaat. Kul innema ilmuha indallah ve ma yudrike leallessaate tekunu keribe”,”insanlar sana saatten soruyorlar. De ki, onun ilmi Allah’ın indindedir. Sana ne bildirdi? Belki de o saat yakında olur.”
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0