<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d4374570311002180083\x26blogName\x3dHakk%C4%B1++bat%C4%B1ldan+ay%C4%B1rmal%C4%B1y%C4%B1z.\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dTAN\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://salihfurkan.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://salihfurkan.blogspot.com/\x26vt\x3d-5431367522484513839', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>
<$BloDÜŞÜNMEK FARZDIR>
<$Blo
Düşünüp ibret almak. Cenabı Hak sadece düşünmemizi değil düşündüklerimizden de bir sonuç, ders çıkarıp onu yapmamızı istiyor. Ayetlerde geçen “namaz kılın” ibareleri direkt emir olarak nasıl kabul edilmşse;“düşünüp ibret al,düşün” ibareleri de bir emir olduğundan aynı şekilde kabul edilmelidir. vahyi düşünmek, onunla yaşamak farzdır.
Araf57-O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak yollayan Allah'tır. Nihayet onlar, yağmur yüklü ağır ağır bulutları hafif bir şey gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları ölü bir memlekete gönderip oraya su indirmiş ve orada her türlüsünden ürün çıkarmışızdır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerek ki düşünüp ibret alasınız. (tezekkerun)Vakıa62-Muhakkak ilk yaratılışı biliyorsunuz. O halde düşünsenize! (tezekkerune)
Yunus3-Rabb’iniz O Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş'ı hakimiyeti altına aldı. O'nun izni olmadan hiçbir şefaatçi şefaat edemez; işte Rabb’iniz bu vasıfların sahibi olan Allah'tır! O halde O'na ibadet ediniz! Artık düşünmez misiniz? (tezekkerune
Hud24-Bu iki grubun durumu, kör ve sağır ile gören ve işitenin durumu gibidir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Artık düşünmez misiniz? (tezekkerune)
30-Ey kavmim, ben onları kovarsam, beni Allah'tan kim kurtaracak? Artık bir düşünmez misiniz? (tezekkerune)

enam152-Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar en güzel şekilden başka türlü yaklaşmayın; ölçeği ve tartıyı tam ve denk tutun. Biz, hiçbir kimseye gücünün yettiğinden başkasını teklif etmeyiz. Söz sahibi olduğunuz zaman yakınlarınıza ait de olsa adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin. Duydunuz ya, O, düşünüp tutasınız diye bunları size emretti.
(tezekkerun)
Saffat155-Hiç mi düşünmezsiniz (efela tezekkurune)

Casiye23-Tanrısını hevesi edinen ve Allah'ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah'tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz? (tezekkerune)
Zariyat49-Hem her şeyden iki çift yarattık ki, düşünesiniz. (tezekkerune)
nahl17-Şimdi hiç yaratan, yaratmayan gibi olur mu? Artık siz, düşünmeyecek misiniz? (tezekkerune)

90-Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda
bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor. (tezekkerune
Muminun85-"Allah'a aittir." diyecekler. De ki: "O halde düşünmez misiniz? (tezekkerune)
Hakka42-Bir kahin sözü de değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz! (tezekkerune)

Nur1-Bu indirdiğimiz, farz kıldığımız ve içinde açık açık ayetler indirdiğimiz bir süredir; ola ki iyice belleyip tutarsınız. (öğüt alırsınız= Tezekkerune)27-Ey iman edenler, kendi odalarınızda (evlerinizden) başka evlere, sahiplerinden izin almadan ve onlara selam vermeden girmeyin! Bu, sizin için daha hayırlıdır. Ola ki, düşünürsünüz. (düşünürsünüz, öğüt alırsınız= Tezekkerune)
En güzel öğütlerdendir düşünmeyi sağlamak. Burada Allah'ın kullarına ne kadar önem verdiğini, onları boş emeller peşinde koşsunlar diye yaratmadığını, Allah'ın izniyle,tefekkürle, sabırla, yardım dilenerek hakikate ulaşılabileceğini ve daha sayamadığımız pek çok güzelliği görüyoruz. Rabbimizin nimetlerini saymaya kalksak sayamayız. İnsan düşündüğü için değerlidir. Özünde yaratılış gayesi olan, Allah'ın bu şekilde lütuflandırdığı en üstün yaratıktır. O zaman hüküm verirken iyi düşünmeliyiz. Allah'ın inanan kullarına, halis iman verdiği kullarından esirgemediği vahyi ilme sarılmalıyız. Sürekli dalâlete düşmemek için hidayet dilenmeliyiz. Bunun dışındaki misyonların zan içerdiğini unutmadan, zannın ise Allah katında kabul görmeyeceğini bilen arif kullardan olmayı istemeliyiz. Âlemleri yaratan Rabbimize hamd ederim...
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloHEP ZİKİR>
<$Blo
zikra:
fecr23-Cehennemde ki, getirilmiştir; o insan o gün anlar, ama bu anlamanın ne yararı var ona? (yetezzekuru, zikra)
abese4-Veya öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek. (Yezekkaru, zikra)taha99-Ya Muhammed, işte sana böyle geçmişin önemli haberlerinden kıssa anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana tarafımızdan bir zikir verdik. (min ledunna zikra= katımızdan zikir
zuhruf5:Siz ölçüyü taşıran bir kavim oldunuz diye şimdi sizden o zikri bir tarafa mı bırakacağız? (zikra)
duhan13-Onlara düşünmek, ibret almak nerede? Kendilerine apaçık anlatan bir peygamber geldi de, (düşünmek, ibret almak, öğüt almak= zikra)zikrina
necm29-O halde sen de Bizi anmaktan yüz çevirip de dünya hayatından ötesini istemeyen kimselere bakma! (zikrina)kehf28-Sabah akşam Rablerine rızasını dileyerek dua eden kimselerle beraber nefsince sabret! Sen dünya hayatinin süsünü arzu ederek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, Bizi anmaktan gafil kıldığımız, keyfinin ardına düşmüş ve işi aşırılık olmuş kimseye uyma! (zikrina)
yezekkeru :
abese4-Veya öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecek. (Yezekkaru, zikra)
araf26-Ey Adem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek ve süs olacak giysi indirdik; fakat takva elbisesi hepsinden hayırlıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Gerek ki, düşünüp ibret alırlar. (yezzekkerun).
enam126-Bu İslamiyet, doğrudan doğruya Rabbinin yoludur. Gerçekten aklını başına alacak bir kavme ayetleri ayrıntılarıyla açıkladık. (yezzekkerun)nahl13-Daha yeryüzünde türlü renklerle yarattığı neler var sizin için. Elbette bunda derin düşünenler için bir ibret vardır. (yezzekkerune)
fezekkir :Acık bir ayet..öğüt vereceksen kuran ile ver ..
kaf45-Biz onların ne söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen de onlara karşı bir zorba değilsin. Şimdi benim tehditlerimden korkacaklara bu Kur'an ile öğüt ver! (fezekkir bil Kur’ani)
müzekkirin:
kamer17-Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var? (Kur’ane lil zikri= kur’an dan öğüt. Muzzekirin= düşünen)22-Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var? (Kur’ane lil zikri= kur’an dan öğüt. Muzzekirin= düşünen)
32-Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var? (Kur’ane lil zikri= kur’an dan öğüt. Muzzekirin= düşünen)
25-"O zikir (vahiy) aramızdan ona mı bırakılıyor? Belki o bir şımarık yalancıdır!"
40-Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var? (Kur’ane lil zikri= kur’an dan öğüt. Muzzekirin= düşünen)
51-Andolsun ki, emsalinizi hep helak ettik, fakat hani düşünen? (muzzekirin)
ma tezekkerun(az düşünüyorsunuz)
araf3- Rabb’inizden size indirilene uyun, O'nsuz başka velilere uymayın! Sizler pek az düşünüyorsunuz! (ma tezekkerun)
neml62-Yoksa, darda kalan kendisine dua ettiği zaman, onun duasını kabul edip kötü durumdan kurtaran ve sizleri yeryüzünün yöneticileri kılan mı? Allah'la birlikte bir tanrı mı var? Siz. pek az düşünüyorsunuz! (tezekkerune)mümin58-Kör ile gören bir olmaz, iman edip iyi iyi işler yapan kimselerle kötülük yapan da (bir değildir). Siz pek az düşünüyorsunuz! (galilen= pek az, düşünüyorsunuz, öğüt alıyorsunuz= matezekkerune)
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloDÜŞÜNMEK...>
<$Blo
Dileyen onu düşünür(zekerahu) Hatırlama, anımsama, akla getirme, dikkatini bir yere cekme, isaret etme. tefekkürün boyutları..
Müddesir55-Dileyen onu düşünür, (zekerahu)
abese12-Artık onu dileyen düşünsün! (Zekerehu
düşünmezler(ma yezkurune)
ma yezkurune=şimdiki zaman içinde zikretmez,düşünmez anlamında..
la yezkurune=gelecek zamanda zikretmez, düşünmez..
müddesir56-Bununla beraber Allah dilemeyince, düşünmezler; koruyacak da O'dur, bağışlayacak da! ( ma yezkurune)
enbiya36-O küfredenler seni gördükleri zaman, seni alaya alıyorlar ve: "İlahlarınızı diline dolayan bu mudur?" diyorlar. Halbuki, onlar hep Rahman'ın zikrine küfür ediyorlar. (yezkuru, bizikri rahmani)
onun için öğüt ver,fayda verirse(fezekkir in nefeetizzikra)
ala9-Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verilse. (fezekkir in nefeetiz zikra)10-Saygısı olan öğüt alacaktır. (seyezekkeru men yexşa)
yetezekkeru=Düşün, anla, hatırla, idrak et...
fecr23-Cehennemde ki, getirilmiştir; o insan o gün anlar, ama bu anlamanın ne yararı var ona? (yetezzekuru, zikra)
fatır37-Ve onlar orada şöyle feryat ederler: "Ey Rabb’imiz, bizleri çıkar da yaptıklarımızdan başka yararlı bir iş yapalım. (Onlara) : "Ya size orada düşünecek olanın düşüneceği kadar ömür vermedik mi ki? Hem size Peygamber de geldi. O halde tadın; çünkü zalimleri kurtaracak yoktur!" (denilecektir.)
(düşünecek olanın= yetezekkeru, düşüneceği= men tezekkera) taha44-Varın da ona yumuşak dille söyleyin; belki dinler veya korkar. (yetezekkeru)99-Ya Muhammed, işte sana böyle geçmişin önemli haberlerinden kıssa anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana tarafımızdan bir zikir verdik. (min ledunna zikra= katımızdan zikir) kasas43-Andolsun ki, Biz Musa'ya o kitabı, ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak görüşler ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere verdik; belki düşünür, ibret alırlar. ( ibret alırlar= yetezekkerune)46-Yine Biz seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye Rabb’inden bir rahmet olarak gönderildin; ola ki, düşünüp ibret alırlar. ( ibret alırlar= yetezekkerune)51-Andolsun ki, iyi düşünsünler diye, onlar hakkında sözü uladık da uladık. ( ibret alırlar= yetezekkerune)
zümer9 -Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, ayakta durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabb’inin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıllı olanlar anlar. (anlar, öğüt alır= yetezekkeru, ulul elbabi= akıl sahipleri) 27-Yemin ederim ki, bu Kur'an'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler. (yetezekkerune)mümin 13-Size ayetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur. Fakat, ancak gönül veren anlar. (yetezekkeru)naziat35-O, insanın neye koştuğunu anlayacağı gün, (hatırlayacağı, anlayacağı= yetezekkeru)
bakara221-Allah'a ortak koşan kadınlarla, iman etmedikçe evlenmeyin! Allah'a ortak koşan bir kadın sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş bir cariye her halde ondan daha hayırlıdır. İnanan kadınları, Allah'a ortak koşan erkeklerle, iman etmedikçe evlendirmeyin. Allah'a ortak koşan erkek size hoş görünse bile bir köle, ondan daha hayırlıdır. Onlar, sizi ateşe davet ederler; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor; insanlara, hatırda tutmaları için ayetlerini iyice açıklıyor. (yetezekkerun)rad19-Şimdi Rabb’inden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak akıl ve vicdanı temiz olanlar idrak eder. (yetezekkeru)
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloTÜM VARLIĞINLA ALLAH'A YÖNEL>
<$Blo
Rabbinin ismini an(vezkur isme rabbike) .Rabbinin ismini an, hatırla, aklına getir, düşün, dile getir, bilgi ver, zikret...
insan25-Rabb’inin ismini hem (sabah) erken, hem de ikindi üstü an! (vezkurisme rabbike) müzemmil8-Rabb’inin ismini an ve her şeyden kesilerek O'na çekil (O'na bütün varlığınla yönel)! (vezkurisme rabbike)araf74-Ve düşünün ki, O, sizi Ad kavminden sonra onların yerine getirdi; sizi bu topraklarda yerleştirdi ovalarında köşkler kuruyor, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık hep, Allah'ın nimetlerini anın yeryüzünü bozgunculuk yaparak berbat etmeyin!" dedi. (Düşünün= vezkuru, anın= vezkuru) taha42-Sen ve kardeşin mucizelerimle gidin ve Beni anmakta gevşeklik etmeyin! ( fi zikri)
nimetini an:
fatır 3-Ey insanlar, Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın! Allah'tan başka bir yaratıcı mı var? O, size gökten ve yerden rızık verir. Başka tanrı yoktur, ancak O var. O halde nasıl (gerçekten) çevrilirsiniz? (Ya eyyühenasuzkuru= ey insanlar anın)
işte bu bir öğüttür(tezkiratun)
Öğüt alanlar rabbine giden yolu dileyen, saygısı ve müttaki olan, takva sahipleri için bir öğüt, mesaj kaynağı...
müzemmil19-İşte bu, bir öğüttür; artık dileyen Rabb’ine (varan) bir yol tutar! (tezkiratun)müddesir54-Hayır, hayır! O muhakkak bir uyarıdır. (tezkiratun)abese11-Hayır, hayır, sakın! Çünkü o (Kur'an) bir öğüttür. (tezkiratun)taha3-Ancak saygısı olana bir öğüt olmak üzere. (tezkiraten
sad49-İşte bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (varış yeri) vardır. (zikrun)
hakka12-Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye. (bir ibret= Tezkiraten
48-Ve o, hiç şüphesiz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür. (tezkiratun)insan29-İşte bu bir öğüttür, dileyen Rabb’ine bir yol tutar! (tezkiratun)
vakıa73-Biz onu hem bir ihtar, hem de alandaki muhtaçlara (çöl yolcularına) faydalı kıldık; (tezkiraten)
Zikir (kuranı kasteder)
Zikirle direkt kurandan bahsediliyor..
fussilet41-Onlar, o zikir kendilerine geldiğinde onu inkar edenlerdir. Halbuki o, benzeri bulunmaz bir kitaptır. (bizzikri)
zuhruf36-Her kim Rahman'ın zikrinden (Kur'an'dan) körlük edip görmezlikten gelirse Biz ona bir şeytan sardırırız (musallat ederiz), artık o ona arkadaş olur. (zikrir rahmani)kehf101-Onlar ki, gözleri, Beni hatırlatan ayetlerin karşısında bir örtü içindeydi, işitmeye de tahammül edemiyorlardı. (zikri)enbiya7-Senden önce de Biz, sadece kendilerine vahiy gönderdiğimiz birtakım erkekler gönderdik; bilmiyorsanız, haydi bilgisi olanlara (zikir ehline) sorun!
sad8-O Kur'an (zikr) aramadan ona mı indirilmiş? Doğrusu onlar benim Kur'an'ımdan bir kuşkulu şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar. (zikru, min zikri)
araf63-Size o korkunç akıbeti bildirmek için, korunmanız için belki de rahmete kavuşturulmanız için sizden bir adam aracılığı ile Rabb’inizden size bir zikrin gelmesine inanmıyor da şaşıyor musunuz?" dedi. (zikrun min rabbikum)69-Sizi uyarmak için içinizden bir adam aracılığı ile size Rabb’inizden bir zikir geldiğine inanmayıp da şaşıyor musunuz? Düşünün ki, O, sizi Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaratılışta sizi iri kıyım yaptı. O halde Allah'ı nimetlerini unutmayıp onları anın ki kurtuluşa erdirilesiniz." dedi. (zikrun)

taha99-Ya Muhammed, işte sana böyle geçmişin önemli haberlerinden kıssa anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana tarafımızdan bir zikir verdik. (min ledunna zikra= katımızdan zikir)100-Her kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz o, kıyamet gönünde bir günah yüklenecektir.
124-Her kim de zikrimden yüz çevirirse. ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz." (zikri)
hicr6-Bir de Onlar: "Ey kendisine kitap (zikir) indirilmiş olan, sen mutlaka delisin! (zikru)
9-Şüphe yok ki, o zikri Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz! (zikra)enbiya24-Yoksa O'ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki. Haydi getirin delilinizi; işte benimle beraber onların kitabı ve benden öncekilerin kitabı! " Fakat çoğu gerçeği bilmezler de onun için yüz çevirirler. (zikru, zikru)
zuhruf44-Ve muhakkak ki o zikir hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız. (Zikrun)
enbiya10-Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız? (kitaben fihi zikrukum)mürselat5-Sonra bir öğüt bırakanlara, (zikran)saffat3-Ve o zikir okuyanlara ki, (zikran)talak10-Allah onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde Allah'tan korkun, ey özü pak, aklı temiz olanlar, iman edenler işte Allah size bir zikir indirdi! (zikren)
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloÂLEMLER İÇİN BİR ZİKİRDİR>
<$Blo
Kur'an alemler için bir zikirdir. Bu Kur'anın bir özelliğidir. Anmak."Allah'ı anmak, yarattıkları hakkında vahyin ışığında tefekkür etmek" Üstünde düşünmek. Öğüt almak, nasihat özelliğiyle Tefekkür etmek.
Kalem52: Halbuki o, alemler için bir zikirdir( öğüttür) (zikrul lil alemin)
Tekvir27: O, sadece bir öğüttür, alemler için. ( inne huve zikrul alemin)
Allah Kur'anda ifadelendirirken bizim için kolaylaştırdığını belirtmiştir. Zikir olarak geçen yer "kurane lil zikri"= kuran zikir içindir olarak belirtilmiştir.
Kamer17: Andolsun ki, Kur'anı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?( Kur'ane lil zikri)
Sad87: O( Kur'an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür. (zikrul alemine)
Araf2: Bu, kendisiyle uyarasın diye ve müminlere bir ihtar olmak üzere sana indirilen bir kitaptır; sakın bundan dolayı yüreğinde bir sıkıntı olmasın! ( ve zikra lil alemin)
Ayetlerde vezkur olarak geçen yerler anmak olarak aktarılmış. Ve bu ayetlerde de bizlere farklı numune şahsiyetleri ve yaptıklarını aklımıza getirip onu düşünmemizi, hatırlamamızı sağlamak için bahsedilmiş.
Meryem16: Kitapta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.(vezkur)
41: Kitapta ibrahim'i de an, çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamberdi.( vezkur)
51: kitapta Musa'yı da an, çünkü o, ihlaslı idi ve bir elçi, bir peygamberdi. (vezkur)
54: Kitapta İsmail'i de an, çünkü o cidden va'dinde sadık bir kimse idi, bir resül, bir peygamberdi. (vezkur)
56: Kitapta İdris'i de an, çünkü o dosdoğru biri, bir peygamber idi.(vezkur)
Yani bahsetmek, söz etmek babında kullanılmıştır.
Sad:45 Eller ve gözler sahipleri( güçlü ve basirertli) kullrımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an(vezkur)
46: ÇÜnkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
47: ÇÜnkü onlar,gerçekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.
48: İsmail'i, Elyas'ı ve Zülkifl'i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.(vezkur)
Taha14: Gerçekten Benim Ben, Allah; Benden başka ilah yoktur; onun için Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl! ( Ve agimi selate li zikri)


> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloOKU!...>
<$Blo
furkan 33. Onlar sana bir mesel getirdikçe,biz sana hakkı ve en güzel
yorumu getiririz.
Kafirlerin dediklerine cevap verilmiştir Kur'an'da. Bu zamanda Kur'an'a yönelinmesinin önüne geçmek isteyenler sadece Kur'an'ın yetmeyeceğini söylüyorlar. Oysa Rabbimizin buradaki ayetleri bir tokat gibidir.
isra 12. Biz, geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık; sonra gecenin ayetini silip gündüzün ayetini gösterici yaptık ki, Rabbinizden bir lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabı bilesiniz. Biz her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıkladık.
89. Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler.
enam 59. Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir.
114. Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma.
115. Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.
kehf 54. Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.
Türlü örnekler, kıssalar, uyarılar, deliler... Çok şükür ki, Rabbimizin sözü bitmez. Ona vela bağıyla, hidayet bulma adına tutunanlar vahiyden mutlaka nasibini alır. Kehf 54 çok açıktır. Bu ayetlerden başka tafsilatlandırılmış olduğu ile Allah ın, ayetleri açıkladığı ile ilgili ayetleri de Hatırlayalım inşallah meal ile olmaz diyenlere de cevaben.
şuara 198. Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de,
199. O onu onlara okusaydı, yine de ona inanmayacaklardı.
yusuf 2. Biz onu sana, aklınızı çalıştırasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
fussilet 44. Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur'an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: "Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi?/Arap'a yabancı dil mi?/ister yabancı dilde, ister Arapça!" De ki: "O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur'an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir."
zuhruf 3. Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.
4. Ve o, bizim katımızdaki ana Kitap'ta çok yüce, çok hikmetlidir.
duhan 58. Biz o Kur'an'ı senin dilinle/senin diline kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
nahl 44. Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu zikiri/Kur'an'ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler.
ibrahim 4. Biz, görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık-seçik beyanda bulunsun. Bunun ardından, Allah dilediğini saptırır, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzlar. Azîz'dir, Hakîm'dir O!
Ayetlerini hatırlatarak Rabbimizin, Kur'an ı anlaşılmadan okunması için değil bilakis anlaşılması, fikredilmesi, düşünülmesi, tefekkür edilmesi için gönderdiğini
sad 29. (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab'i, âyetlerini düsünsünler ve akli olanlar ögüt alsinlar diye indirdik.
Toplumun durumu ne olursa olsun vazifemizin,
zuhruf 5. Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mi geçelim?
Ayette olduğu gibi olduğunu unutmayalım inşallah ve yine unutmayalım ki,
müzemmil 15. Nasil Firavun'a bir elçi göndermis idiysek dogrusu size de, hakkinizda sahitlik edecek bir peygamber gönderdik.
Bize şahitlik edecek olan resulümüzün,
furkan 30. Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'i büsbütün terkettiler.
Din gününde bu şekilde bir şahitlik edeceği topluluk içerisinde olmamak için gayret edelim. Kur’an’a abdestsiz el sürmemeyi din sananlardan da bahsetmek istiyorum inş. öncelikle şunu söylemeliyiz ki, değil Kur’an’ı eline almak için, devamlı abdestli kalmaya özen gösterip, yemek yerken, evinden çıkarken, otururken v.s. abdestli olmak isteyenlere elbette denilecek hiçbir söz olamaz. Kastettiğimiz şey Kur’an’ı eline almak için abdestin “olmazsa olmaz” görülmesidir. O okuyup anlaşılması, onunla amel edilmesi için gönderilmiştir. ona en büyük saygı budur. Yoksa kimi mekanlarda tozlu raflarda yıllarca bekletilmesi için değil.
MAİDE 6-Ey iman edenler, namaza kalkacağınız vakit, yüzlerinizi, dirseklere kadar; ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip topuklara kadar ayaklarınızı (yıkayın). Eğer cünüpseniz tastamam yıkanın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz hacet yerinden gelmişse ya da kadınlara dokunmuş olup da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin, niyetle o topraktan ellerinize ve yüzlerinize sürün. Allah'ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değildir; fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz.
Ayette abdest almak, namaz kılınması için gerektiği buyruluyor. Ve buna rağmen,
VAKIA 75-Artık yok, yıldızların yerlerine yemin ederim; 76-Bilseniz o, gerçekten çok büyük bir yemindir. 77-Ki bu, hakikaten çok değerli bir Kur'an'dır. 78-Korunan bir Kitapta; 79-Ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez; 80-Alemlerin Rabb’i tarafından indirilmedir! 81-Şimdi bu kelama siz yağ mı süreceksiniz?

Vakıa 79 da ''la yemessühü illel mutahherun= ona temizlenmişlerden başkası el süremez'' şeklinde geçtiği için bu kısım “abdestsiz Kur’an’a dokunulmasın” şeklinde anlaşılıp, yıllarca da böyle inanılmıştır. Oysa ki maide 6 da “cunuben fettehheru= cunupler temizlensin” şeklinde geçerken buradaki “fettehheru = temizlenmek” ibaresi abdest almak için değil gusül için kullanılmış olmaktadır.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloSINIRI AŞANLAR 2>
<$Blo
Madem ki peygamberlik ille de bir insana verilecekse, Mekke'den Velid b. Muğire, Utbe b. Rebia gibi şöhretli insanlar veya Taif'den Urve b. Mesud, Habib b. Amr, Kinane b. Abdu Amr veya İbn Abdiyaleyl gibi önderler, (tefhimden aldım isimleri) peygamberlik için daha uygun değiller miydi? (!)
zuhruf 31. Ve dediler: "Şu Kur'an, iki kent içinden büyük bir adama indirilmeli değil miydi?"
Aynı görüşün uzantısı olarak kendi refah seviyelerinin müslümanların refah seviyelerinden üstün olmasını dinlerinde doğru olduklarının ispatı sayıyorlardı kendilerince. şimdi de öyle yapılmıyor mu ki? İşte Müslümanlar açlık sınırında, kendilerini yönetmekten aciz söylemleri sanki edilen zulümleri haklı çıkarıyor.
meryem 73. Onlara ayetlerimiz açık-seçik okunduğunda, inkâr edenler inananlara şöyle derler: "İki zümreden hangisi makamca daha üstün, meclisçe daha güzel?"
ahkaf 11. İnkâr edenler, inananlara şöyle derler: "Eğer bu, hayırlı bir şey olsaydı, bunlar ona inanmakta bizi geçemezlerdi." Bununla umduklarını bulamayınca şöyle diyecekler: "Bu, eski bir uydurmadır."
Eğer onların dini hayırlı bir şey olsaydı, biz sosyo-ekonomik üstün insanlar o hayırlı şeye
onlardan daha fazla yaklaşırdık. Dine yaklaşmaları da dinin doğruluk bakımından kalite tespiti sayılıyor. Tüm bunlar olurken toplumun önde gelenlerinin tavırları da,
sebe 34. Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkâr ediyoruz!"
35. Şunu da söylemişlerdir: "Biz, malca da evlatça da çoğuz. Azaba uğratılacak olanlar, bizler değiliz."
zuhruf 23. İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız."

24. Uyarıcı dedi: "Peki, ben size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha iyi yol göstereni getirmiş olsam da mı?" Dediler: "Doğrusu, biz seninle gönderilen şeyi tanımıyoruz."
Statükolarının devamı adına reddedişlerini sürdürmektedirler. Psikolojik ve sosyolojik olarak demoralize oldular. suçlamalar en üst seviyeye çıktı. İnanmak için istemleri uç noktalara varıyor artık. Ayetlerin uyarıcılığından rahatsız oluyorlar, azabı getirmesini söylüyorlar
kehf55-Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları iman etmekten ve günahlarının bağışlanmasını istemekten alıkoyan şey, sadece kendilerine, öncekilere gelen dünya azabının gelmesi veya ahiret azabının gözleri önüne serilmesini beklemek olmuştur.
enfal32: Bir vakit de: "Ey Allah,eğer bu senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır.Veya bize daha acıklı bir azap ver" demişlerdi
ahkaf22-Onlar: "Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin bize? Haydi getir bize, o tehdit edip durduğun o azabı; eğer doğru söyleyenlerden isen!" dediler.
enfal 22. Dediler: "Sen bizi, tanrılarımızdan yüz geri etmek için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir."
araf 70. (Nuh'a) dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü isen hadi bize bizi tehdit ettiğini getir."
bununla da yetrinmediler, hayasızlıklarına devam ettiler. Allah ı ve meleklerikarşılarında görmak istediler. Oysa ki, bu olursa aralarında çoktan vaat edilmiş iş bitirilirdi.
isra 92. "Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."
bakara 55. Siz sunu da söylemistiniz: "Ey Mûsa! Biz, Allah'i apaçik görmedikçe sana asla inanmayacagiz." Bunun üzerine sizi yildirim çarpmisti. Ve siz bakip duruyordunuz.
118. Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konussaydi yahut bize bir mucize gelseydi ya! ..." Onlardan öncekiler de aynen onlarin dedigi gibi demisti. Kalpleri birbirine benzemistir. Biz ayetleri, gerçegi apaçik bilmek isteyenler için iyiden iyiye açiklamisizdir.
hicr 6. Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine o zikir/Kur'an indirilen! Sen gerçekten tam bir delisin."
7. "Hadi getirsene bize o melekleri, eğer doğru sözlülerdensen!"
İşin garip tarafı bu kadar delili kendileri iman etsin diye şart koşuyorlardı, elbette düşünemeyeceklerdi ki,
a.imran 177. İman karşılığında küfrü satın alanlar, Allah'a herhangi bir biçimde asla zarar veremezler. Korkunç bir azap vardır onlar için.
ibrahim 8. Şöyle demişti Mûsa: "Siz de yeryüzünde bulananların tümü de küfre saplansanız, hiç kuşkusuz Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.
Tüm insanların iman etmesi de tüm insanların küfretmesi de sadece insanların kendileri içindir. Allah adına bir galibeyet ya da mağlubiyet söz konusu değildir haşa. Ve yine dikkat edilecek olursa tüm şüphelerin, tüm itirazların içeriğine dikkat edildiğinde tüm sözlerde Allah ın gereği gibi takdir edilmesine çalışmamaktan gelen bir gafleti görüyoruz. İtirazlar, algılamalar hep beşeri sınırlarda. Kalbin ürpermemesi de bundan olsa gerek. İşte bunun sonucunda kalblere ve gözlere görünmeyen perdeler çekilmiştir. Ne kadar istenilse de içtimai yapı içinde çok fazla bulunan bu insanlar iman etmeyeceklerdir.
hicr 14. Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.
15. Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir toplumuz."
enam 7. Eğer biz sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydık, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle deyivereceklerdi: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir."
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0
<$BloSINIRI AŞANLAR>
<$Blo
ENAM 25:İçlerinden kimi de vardır, seni Kur'an okurken dinler, fakat biz onların kalplerine onu zevkle anlamalarına engel perdeler,kulaklarına da ağırlık koymuşuzdur. Her mucizeyi görseler de iman etmezler. Hatta sana geldiklerinde seninle mücadele etmeye kalkışarak o hak tanımaz kafirler derler ki: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir".
NAHL 24: Onlara "Rabb'iniz ne indirdi?"denildiğinde, "Eskilerin masallarını" dediler

ENFAL 31:Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman: "İşittik.Dilersek bunun gibisini biz de söyleriz. Bu eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir" diyorlardı.
32: Bir vakit de: "Ey Allah,eğer bu senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır.Veya bize daha acıklı bir azap ver" demişlerdi....
Sihir olduğunu iddia ettiler...
Sebe 43:Karşılarında apaçık belgeler halinde ayetlerimiz okunduğu zaman,o zalimler: "Bu,sırf sizi atalarınızın taptığı ilahlardan,engellemek isteyen bir adamdır dediler.Ve: "Bu Kur'an,sırf uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değil" dediler.Ve o küfredenler,kendilerine hak geldiği vakit: "Bu,apaçık sihirden başka bir şey değil"dediler
İsra 47: Biz,seni nasıl dinlediklerini,birbirleriyle fısıldaşırlarken de o zalimlerin, "Siz ancak büyülü bir adama tabi oluyorsunuz" dediklerini çok iyi biliyoruz.
furkan8- Veya ona bir hazine bırakılsa ya da onun güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!" dediler. Yine o zalimler: "Siz, yalnız büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz!" dediler.
yunus2:İnsanlar için,içlerinden bir adama: "Bütün insanları uyar ve iman edenleri müjdele.Kendileri için Rab'lerinin katında bir kadem-i sıdk var."diye vahyedişimiz, hiç işitilmedik bir tuhaflık mı oldu?" Kafirler "Herhalde bu bir sihirbaz" dediler.
saffat15-Ve diyorlar ki: "Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir
enbiya3-Kalpleri hep oyunda, hem o zalimler gizlice fısıldaştılar : "Bu ancak sizin gibi bir insan! Artık göz göre göre büyüye mi gidiyorsunuz?" ..
İlimleriyle kavrayamadıkları için inkar edildi, yalanlayanların en yaygın suçlamaları peygamberimiz(SAV)' e sihirbaz demeleri, yalancı demeleridir. Bu tür suçlamalar bugün bile yaygın bir şekilde devam eder. ENAM25 malum Allah onların kalblerine anlamalarına engel kabuklar koymuştur. Ne kötüdür bu ceza. Allah'tan eğer verildiyse sürekli bu ilmi arttırmasını dilemeliyiz.
Yunus 39: Hayır onlar, ilimleriyle kavrayamadıkları veya yorumu kendilerine hiç gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar. Bunlardan önce geçenler diye böyle yalanlamışlardı. Ama bak zulmedenlerin sonu nasıl oldu?..
İlimlerine güvendikleri için reddettiler. Daha önceden de belirttim ki, vahiy bilgisi ilmi bir bilgidir. Kur'an ilimdir. Herkes kendi ilmine güvenir. İnanmayanlar da dolayısıyla kendi ilmine güvenecektir. Yalnız;
MÜMİN 83-Çünkü onlara peygamberleri açık delillerle geldiği zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de alay ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi.
KASAS 78. O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir.
Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.
Efendimiz (SAV) için deli dediler;
HİCR6-Bir de Onlar: "Ey kendisine kitap (zikir) indirilmiş olan, sen mutlaka delisin!
SAFFAT36-Ve "Biz hiç deli bir şair için ilahlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı..
Saffat 36 da şair denildiğini de görüyoruz. fizilal-il Kur'an da alak suresinin tefsirinde şöyle bir hadise yer verilmiş. "Allah ın yarattıkları içerisinde benim en çok hoşlanmadığım şairlerle delilerdi.Bu iki kitleye bakmaya tahammül edemezdim” Efendimiz (SAV) kimden hoşlanmıyor idiyse kendisine o hasletleri yakıştırdılar. Efendimiz (s.a.v.) kendisine bu sözler söylendiğinde kendi dersini çıkarıyor ve bizlere de ders veriyor inşallah,
Reddedişin bir sebebi de, efendimiz küçümsenerek "vahiy ona mı indirildi?" hezeyanı idi. Yani kabul edemedikleri iki nokta vardı: birincisi vahyin bizzat ona indirilişi, ikincisi bir insana indirilişi. Burada insanların insan olduklarının kıymetinin bilmedikleri gayet çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor. Ayrıca Allah bir melek de seçip gönderseydi bu durum değişmeyecekti.
SAD8: "O zikr aramızdan ona mı indirilmiş?" Doğrusu onlar, benim zikrimden bir kuşkulu şek içindeler. Doğrusu henüz azabımı tatmadılar
ZUHRUF31:Ve: "Ne olurdu şu Kur'an iki memleketten bir büyük adama indirilseydi" dediler.
32:Rabb'inin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar?Onların o dünya hayatındaki maişetlerini aralarında biz paylaştırdık ve bir kısmını derecelerle diğerinin üstüne çıkardık ki,bazısı bazısını tutsun,çalıştırsın.Rabb'inin rahmeti ise, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır.

FURKAN7- Bir de: "Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Ona bir melek indirilip de beraberinde bir yaver, bir savulcu olsa ya?
isra94:Kendilerine doğru yolu gösteren hidayetçi geldiğinde insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: "Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?"
enbiya3-Kalpleri hep oyunda, hem o zalimler gizlice fısıldaştılar : "Bu ancak sizin gibi bir insan! Artık göz göre göre büyüye mi gidiyorsunuz?"
teğabun6-Çünkü onlara peygamberleri apaçık mucizelerle geliyorlardı da onlar: "Bizi bir insan mı yola getirecek?" deyip küfretmişler ve aksine gitmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını gösterdi. Öyle ya; Allah zengindir, her türlü övgüye layıktır. ..
Efendimiz (s.a.v.)' in uydurduğunu, vahiy değil insan sözü olduğunu (haşa) dediler.
SEBE 43:Karşılarında apaçık belgeler halinde ayetlerimiz okunduğu zaman,o zalimler: "Bu,sırf sizi atalarınızın taptığı ilahlardan,engellemek isteyen bir adamdır dediler.Ve: "Bu Kur'an,sırf uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değil" dediler.Ve o küfredenler,kendilerine hak geldiği vakit: "Bu,apaçık sihirden başka bir şey değil"dediler.
Müddesir 25-İnsan sözünden başka bir şey değildir!"
Ahkaf 8: Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Ben onu uydurdumsa, siz, beni Allah'tan kurtaracak hiçbir şeye sahip olamazsınız ve O,sizin neye yaygara edip durduğunuzu pek âlâ bilir. Bu hususta benimle sizin aranızda şahit olarak O yeter. Hem de O, çok bağışlayandır,çok esirgeyendir.
yunus38: Ya! "Onu peygamber uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Öyleyse haydin, onun benzeri bir sure getirin ve Allah'tan başka kime gücünüz yeterse yardıma çağırın, eğer sözünüzde doğruysanız bunu yapın".
ENAM105:İşte ayetleri böyle şekilden şekile koyup açıklıyoruz ki, hem o körlük edenler sana "Sen ders almışsın" desinler, hem de onu ilim erbabı olanlar için açıklayalım diye...
Atalarına sadakat (!) gösterisi yapıyorlardı.Ya ataları yanlış yolda ise!
araf 70. Dediler ki: Sen bize tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarimizin tapmakta olduklarini birakmamiz için mi geldin? Eger dogrulardan isen, bizi tehdit ettigini (azabi) bize getir.
zuhruf 22. Hayir! "Sadece, biz babalarimizi bir din üzerinde bulduk, biz de onlarin izinde gidiyoruz" derler.
23. Senden önce de hangi memlekete uyarici göndermissek mutlaka oranin varliklilari: Babalarimizi bir din üzerinde bulduk, biz de onlarin izlerine uyariz, derlerdi.
24. Ben size, babalarinizi üzerinde buldugunuz (din)den daha dogrusunu getirmissem (yine mi bana uymazsiniz)? deyince, dediler ki: Dogrusu biz sizinle gönderilen seyi inkâr ediyoruz.
bakara 170. Onlara (müsriklere): Allah'in indirdigine uyun, denildigi zaman onlar, "Hayir! Biz atalarimizi üzerinde buldugumuz yola uyariz" dediler. Ya atalari bir sey anlamamis, dogruyu da bulamamis idiyseler?
Cehaletlerini görmeden içerik hakkında iddialarda bulunmaya başlıyorlar, vahyin gönderiliş şekline dil uzatıyorlar. Niçin toplu olarak gönderilmediğini söylüyorlar.
furkan32: Yine o kafirler dediler ki: "O Kur'an topluca, birden indirilseydi ya! "Biz onu kalbine iyi yerleştirelim diye böyle indirdik ve eşsiz bir tertil ile (ağır ağır güzel bir okuyuş) okuduk..
başka bir Kur'an istiyorlar
yunus15:Böyleyken ayetlerimiz birer açık delil, olarak karşılarında okunduğu zaman bize kavuşmayı arzu etmeyenler: "Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir"dediler.De ki: "O'nu kendiliğimden değiştirebilmem benim için olacak şey değildir.Ben ancak,bana vahyedilene uyarım; ben Rabb'ime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım".
16:De ki: "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım.Hiçbir şekilde de onu size bildirmezdi.Bilirsiniz ki ben sizin içinizde bundan önce bir ömür durdum. Artık bir kere aklınıza danışmaz mısınız?"
enam37:Durmuşlar da "Ona bambaşka bir ayet indirilse ya!" diyorlar. De ki: "Şüphesiz Allah öyle bir mucizeyi indirmeye kadirdir.Ancak onların çoğu bilmezler."
109:Bir de kendilerine bambaşka bir ayet gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair olanca yeminleriyle yemin ettiler.De ki: "Ayetler ancak Allah katındadır.Doğrusu siz ne bileceksiniz?" Öyle bir ayet gelse de onlar iman etmezler.
110:Biz onların kalplerini ve gözlerini daha önce iman etmedikleri gibi ters döndürür ve kendilerini bırakıveririz.Azgınlıkları içinde bocalayıp giderler.
Karalama kampanyası durmak nedir bilmiyor, büyü olduğunu söylüyorlar. anca bir büyü insanları böylesine etkileyebilir diye düşünüyorlar. Sosyal yapı içinde bizim de çok sık denk gelebileceğimiz yalan ve bahanelere karşı durmak vahyin özüne sımsıkı bağlanmaktan geçiyor.
ahkaf 7. Herşeyi ayan-beyan gösteren ayetlerimiz onlara okunduğunda, kendilerine gelmiş olan hakkı inkâr edenler şöyle derler: "Açık bir büyüdür bu!"
Dünyevi ve gözle görülebilir mucizeler istediler inanmak için. Halbuki eskilerin gözünün önünde olan mucizelere rağmen inanmamışlardır. Bunu kıssalardan çok net bilmekteyiz.
isra 89. Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler.
90. Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"
91. "Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın."
92. "Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza dikmelisin."
93. "Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?"
Yetinmediler, peygamberliğin kendilerine de verilmesini istediler. Bu istekte heva, maksimuma çıkmakta. Bunlar artık karalamanın ötesine geçip Hududullahın dışına çıkmaktır. İşte nefis yapılanları böyle süslü gösteriyor.
enam 124. Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür.
> Yazan <$Blofurkano/> Görüntüle <$Blo0