Hakkı batıldan ayırmalıyız.
İLETİŞİM İÇİN
AShakikat@hotmail.com
Dostlar
|
Cüneydi/Edremit
|
|
Kainata Mektup
|
|
Timur/Ordu
|
Arşiv
"inşallah" meselesini biraz açmaya çalışacağım: inşallah sözünün içinde, Allah izin verirse, Allah dilerse vardır. Velakin bu söz toplum içinde geçiştirme, karşındakinden sıyrılma babında kullanagelmiştir. Bu sözün içinde bir işi Allah'a bağlama vardır. Yaşantımız içinde yarınımıı değil, içinde bulunduğumuz periyodu bile bilemezken, inanmış bir kulun her işini Yüce yaratıcıya bağlaması, muradı ondan beklemesi gerekir ve olması gereken de budur. Bu söz bir geçiştireç değil duadır.
KEHF 23-Hiçbir şey hakkında da: "Ben bunu yarın muhakkak yaparım deme, 24-Allah'ın dilemesine bağlamaksızın. Unuttuğun zamanda Allah'ı an ve şöyle de: "Umarım ki, Rabb’im beni bundan daha yakın bir zamanda dosdoğru bir başarıya eriştire!"
Allah'ın dilemesi O'na iman etmede eksiklik ve sorgulama hissetmeyenler içindir. Allah bunları ayırt edicidir, hiç şüphesiz. Allah bakara sûresinde bir ineği insanlar için imtihan olarak sunmuşsa, pekala Kâbe-i Muazzama'yı da hidayet ölçüsü olarak kılabilir. Bununla halis kulları ayırt edebilir. Burada bir diğer husus olarak da görüyoruz ki, toplumda yerleşik olan yıkılmış, hakkın batıla üstünlüğü zuhur etmiştir. Kıblenin değişmesi meselesi böyle değerlendirilmelidir.
BAKARA 142-İnsanlardan beyinsiz takımı: "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyeceklerdir. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediği kimseyi doğru bir caddeye çıkarır. 143-İşte böyle sizi, bütün insanlar üzerine adalet örneği, hak şahitleri olasınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun diye, doğru bir caddeye çıkarıp ortada yürüyen bir toplum yaptık. Sana önceden durduğun Ka'be'yi kıble yapmamız da yalnız peygamberlerin izinde gidecekleri iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayırt etmemiz içindir. Elbette o, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerden başkasına mutlaka ağır gelecekti. Allah imanınızı zayi edecek değildir. Allah insanlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir.
(vema ceelnal-l= yapmadık, qıblete-l-= o kıbleyi, leti= ki o, kunte= idin, aleyha= üzerinde, ille= sadece, line’leme= bilelim, ayırt edelim diye, men= o kimseyi, yettebiu-r-= izliyor, uyuyor, resule= o peygamberi, mimmen= o kimseden, yenqalibu= geri dönüyor, ela aqıbeyhi= 2 ökçesi üzerinde)
Dünya hayatı geçicidir. Geçici hevesler çabuk unutulmalıdır. Şimdi başımıza kötü bir iş geldiğinde sabır gösterip Allah'a sığınmalıysak; iyi bir işle Rabbimiz bizi murada erdirdiğinde aynı sabırlı ve vakûr duruşu sergilemeliyiz. Bunlardan edindiğimiz ibret ve derslerden yol azığı edinerek din gününe hazır olmalıyız.
RAD 26-Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktadırlar. Oysa dünya hayatı, ahiret hayatinin yanında bir yol azığından ibarettir! 27-Yine o küfredenler diyorlar ki: "0na Rabb’inden bir mucize indirilseydi ya! De ki: "Gerçekten Allah dilediği kimseyi şaşırtıyor, kendisine gönül vereni de hidayete eriştiriyor. 28-Onlar, iman edip kalpleri Allah'ın zikriyle yatışan kimselerdir; evet Allah'ın zikri ile kalpler yatışır!"
>
Yazan <$Blofurkano
/>
Görüntüle
<$Blo0lar
<$Blo
Yorum Gönder
ef="<$Blohttp://salihfurkan.blogspot.com/eri