ZÜMER 7-Eğer inkar ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur. Bununla beraber kulları adına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin adınıza ona razı olur. Bir günahkar da diğerinin günahım çekecek değildir. Sonra dönüşünüz Rabb’inizedir. O vakit O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir. Çünkü o bütün sinelerin özünü bilir. İşyerindeki bir patronun bile belki çalışanlarından yüzünü görmediği, belki haksız bir sebepten işten attığı işçileri olurken; Cenab- ı Hakkın kendisine inanmayana bile rızk vermesi onu unutmadığının en büyük kanıtıdır. Şüphesiz Rabbimiz Halimdir. Bizim O'na ortaklar koşmamızı, nimetine nankörlük etmemizi istemez. ZÜMER 8-İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabb’ine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O'na dua ettiği hali unutur da yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşmaya başlar. De ki: "Küfrünle biraz zevk et. Çünkü sen, o ateşliklerdensin." 9 -Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, ayakta durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabb’inin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıllı olanlar anlar. Yoruma gerek duymuyorum. Muhtaç olan biziz. Biz yaptığımız hiçbir kötülükle Allah'a zarar veremeyiz. Ancak kendimize zarar veririz. ZÜMER 11-De ki: "Ben Allah'a dini kendisine halis kılarak ibadet edeyim diye emrolundum. 12-Ve O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olayım diye emrolundum" 13-De ki: "Rabb’ime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım." 14-De ki: "Ben dinimi O'na has kılarak yalnız Allah'a kulluk ederim, 15-Siz de O'ndan başka dilediğinize kul olun." De ki:"Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine (enfusehum= kendi nefislerini, ve ehlihim= ailelerini) ziyan verenlerdir. Evet, işte asıl açık hüsran budur."16-Onların üstlerinden ateş çatılır, altlarından da çatılır; duydunuz ya , işte Allah kullarını bundan sakındırıyor, "Ey kullarım, onun için bana (sığınıp) korunun." (diyor). 17-Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradır. Haydi müjde ver kullarıma, 18: Onlar sözü dinlerler, sonra da en güzelini tatbik ederler. İşte onlar, Allah’ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir ve işte o temiz akıllılar onlardır. Dualarımız ve ibadetlerimiz hep böyle olmalıdır. Dünya zevklerine karşı kethüm durabilenler, sanki henüz iman etmiş gibi davrananlar, belki şimdi dalâlete düşerim diye Allah'a sığınanlar hidayeti bulacaklardır. Tevbe kapısı açıktır. Avf ve mağfiret dilenmeli, yapılanlar ve önceden yapılmış olanlardan ders alınmalıdır. ZÜMER 53-De ki: "Ey kendi aleyhlerine haddi aşmış kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (gul ya ibadiye-l-= de ki ey kullarım, lezine= onlar ki, esrefu= israf ettiler, aşırı gittiler, ela enfusihim= nefislerine karşı, la teqnetu= ümit kesmeyin, min rahmetillahi= Allah’ın rahmetinden, innellahe= şüphesiz Allah, yeğfiruzzunube= günahları bağışlar, cemien= bütün, innehu= çünkü O, huvel feğururrahim= çok bağışlayıcı, çok esirgeyici O’dur) 54-Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azap gelmeden önce tevbe ile Rabb’inize yönelin ve O'na halis Müslümanlık yapın! Sonra kurtulamazsınız. 55-Haberiniz olmadan ansızın başınıza azap gelmeden önce Rabb’inizden size indirilen en güzele uyun! (vettebi’u= tabi olun, ittiba edin, ehsene= en güzeline, ma= o şeyin ki, unzile= indirildi, ileykum= size, min rabbikum= Rabbinizden, min qabli= öncesinden, en yetiyekumu-l-=size gelmesinden, ezabu= azap, beğteten= ansızın, ve entum= oysa siz, la teş’urune= şuurunda, farkında değilsiniz) Allah bütün günahları bağışlar. Vahye uyalım, uymayanları Ya da bu konuda bedbaht tavır takınanları uyaralım, yararsız bilgiden ve korkmayan kalbden Allah'a sığınalım. Suçlamak haddi aşmaktan başka bir işe yaramaz. Bu suç başkasına da geçmez. Sırat-ı Müstakim ile hidayet bağlamı en iyi şekilde Rabbimizce gösterilmişken bizi yaratanı suçlayıp isyan etmek ziyan getirir. ZÜMER 56-Bir kimsenin: "Eyvah, Allah'ın huzurunda yaptığım kusurlardan dolayı vay bana! Doğrusu ben, alay ederlerdendim. " diyeceği, 57: Yahut şöyle diyeceği: “Allah bana yolunu gösterseydi, herhalde müttakilerden olurdum.”58: Veyahut azabı gördüğü zaman: “Benim için bir geri dönüş olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım!”59: “Hayır sana ayetlerim geldi de onlara yalan dedin. Büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun”. 60: Hem o kıyamet günü görürsün ki, Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır. Büyüklenenlerin yeri Cehennem’de değil mi? NAHL35-Bir de müşrikler Allah dileseydi, ne biz, ne de atalarımız, O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık ve O'nun emri olmadan hiçbir şeyi yasaklamazdık! dediler. Bunlardan öncekiler de böyle yaptılar. Buna karşı peygamberin görevi, açık bir tebliğden başka bir şey değildir.