Daha çok din günündeki manzaraya ait atmosferle ilgili bu ayetlerden anlamaktayız ki, çok zorlu bir gün bizleri bekliyor. Bu zorluk Allah açısından değil bizim açımızdandır. Şöyle ki, Cenab-ı Hak bu dünyayı sona erdirmekten çekinmez. Güneşi, ayı, dağları, denizleri bir çırpıda sonumuz etmekten de kaçınmaz. Bundan gocunması gerekenler beşeriyettir. İnsanlık içinde egemen güç diye tabir edilen kesimler çıkardıkları savaşlar, göçler, salgın hastalıklar, nükleer denemeler gibi olgusal hareketlerle dünyanın sonunu getirmek istiyor gibi bir tavır takınıyorlar olabilir. Tüm bunlar, bu kaos ortamı Cenabı Hakkın sınırlarını zorlamak üstüne kurulan projeler de olabilir. Allah bu dünyayı başımıza yıkmaktan çekinmez. Rabbimiz imtihan sürecini bize bağışlamış ise ve bizler o güne kadar bu imtihanın içindeysek O’na sığınmayı da bilmeliyiz. Allah’ın hesabı çok çabuktur şüphesiz. Önceki dosyalarımızda da sözünü ettiğimiz günah ve sevap konusunda da; iki eyleminde kullar tarafından bir kazanç sayıldığını belirtmiştik. Çünkü günahı, kullar onu işlediğinde nefsine iyi bir şeymiş gibi yapacağından kazanç sayar. İşte din gününde de herkes bu kazandıklarıyla gelecektir.
Hakka 13-Çünkü Sur'a bir tek üfleme üflendiğinde, 14-O yer ve dağlar yükletilip arkasından bir çarpılış çarpıldıklarında, 15-işte o zaman o kıyamet kopmuş olacaktır. 16-Ve gök yarılmış, o da o gün sarkmıştır. 17-Melek de kenarları üzerindedir ve üstlerinde o gün Rabbinin Arş'ını sekiz melek taşır. 18-O gün (sorguya) arzolunursunuz; öyle ki, gizli bir haliniz kalmaz. “ yevme izin turaxune la tahfa minküm hafiyeh”, “o gün arz olunursunuz, öyle ki, gizli bir haliniz kalmaz” günahın gizlisinden ve açığından kaçınmamız emredilmiştir. Çünkü din günü yukarıdaki ayette de ifade bulduğu gibi hesap verirken her eylem olduğu gibi ortaya çıkarılacaktır. Böylece bugünün bu açıdan da bakıldığında gizliliklerin ortadan kalktığı bir gündür diyebiliriz. Burada din günün kısaca mahiyetine değindik. Bu arada yol haritamızı da çizmiş olduk. Konularımız bu minvalde genişleyecektir.