Zariyat 7-O düzgün yollara sahip göğe yemin ederim ki, 8-Siz pek çelişkili bir söz içindesiniz. 9-Ondan çevrilen çevrilir. 10-O kahrolası yalancılar. 11-O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler. 12-Soruyorlar: "Ne zaman o ceza günü?" diye. 13-Ateş üzerinde kıvranacakları gün. 14-"Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istediğiniz!" 15-Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar, 16-Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar, bundan önce güzel davranmayı adet edinmişlerdi. 17-Geceleyin pek az uyurlardı.“yes-elune eyyane yevmuddîn”,” soruyorlar din günü ne zaman diye”; yevmehum alennari yuftenun” Eğer Cenab-ı Allah bizlerin din gününün vaktini bilmemizi uygun görseydi, bunu bize mutlaka haber verirdi. Müteşabih olanın peşinden koşmak bizi dalâlete sevk edecektir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da sorulmaması gerekenlerin üzerinde durmayıp Cenab-ı Hakkın uygun gördüğü üzerinde amelî bir vazife edinmeliyiz. Böylece sorumuz din günü ne zaman değil; din gününe hazır mıyım olmalıdır. Tabi ki Kur’anın önderliğinde hazırlanılmalıdır. Her şeyden önce imanımızı tehlikeye atmış oluruz. Din günü vakti- saati Cenab-ı Hakkın katındadır. Kullarca bilinmesinin aklî ve kalbî yolu yoktur. Var diyen, bilgisini zanna dayandırır ki, zan Cenab-ı Hakkın katında geçersizdir.